Elvan Mutlu, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi
Premium E-Journal of Social Science (PEJOSS), 7(34), 1135–1139 (2023)
Viktorya dönemi edebiyatının en önemli kadın yazarlarından olan Charlotte Brontë, romanlarında, sosyal ilişkiler, cinsiyet rolleri, ahlak ve din gibi çeşitli konuları ele alır. Brontë eserlerini, kadın ve erkeğin ayrı alanlara ait olduğu ve toplumdaki yerlerinin birbirinden farklı olduğu düşüncesinin hakim olduğu bir dönemde kaleme alır. Bu anlayışa göre kadın, ‘evdeki melek’ olarak tanımlanmakta ve kadının her anlamda itaatkar, sabırlı ve erdemli olması beklenmektedir. Bu anlayışa uymayan kadınlar sıra dışı, hatta erkeksi olarak görülmektedir. Eserlerinde toplumsal cinsiyet rollerini sorgulayan Brontë, Villette ve Jane Eyre romanlarında, Viktorya dönemine ait olan ideal kadın anlayışına karşı çıkar ve kendi kimliklerini bulmaya çalışan güçlü kadın karakterleri okuyucularıyla buluşturur. Bu makalede, Chalotte Brontë’nin kadın karakterleri yeniden incelenecek, güçlü, bağımsız ve entelektüel kişiliklerinin Viktorya dönemi değerlerine göre nasıl erkeksi olarak tasvir edildiği ele alınacaktır.
0 comments:
Post a Comment